Bu fırsatı almak için gereken zaman dolmuştur. Benzer kampanyalara bakabilirsiniz.
Fırsat Bu Fırsat
Bu büyüye kulak verin...
İstanbul Garı Tarihi Orient Express büyük bekleme salonunda gerçekleşen Mevlevi Sema Grubu'nun büyülü gösterisine davetlisiniz...
Rutin hayattan kopup, tasavvufun buluştuğu toprağımızın görsel şölenine tanık olacağınız bu gösteriyi sakın kaçırmayın...
Mevlevi ve Sema
Mevlevilik, adını ve ilkelerinin kurucusu olan Mevlana Celaleddin Rumi'den (Mevlana) alır. Farsça'dan Arapça'ya geçmiş bir kelime olan Sema (sufi) ise, mevlevi seremonilerinde yer alan; dua, dua eden kişi, şarkı, dans aktiviteleri anlamında kullanılır. Mevlevilik felsefesi, 800 yılı aşkın bir süredir "Sema" ile gelecek kuşaklara taşınmaktadır.
Mevlana'nın tasavvufu, bireysel ihtiraslardan tamamiyle sıyrılarak sosyal hayatta sınırsız bir sevgi, insanî bir görüş ve mutlak bir birlik halinde, hayra, güzele ve iyiye doğru bir gidişi simgeleyen bir tasavvuftur. Bu tasavvuftan ilham alarak oluşan ve gelişen Sema, kemale doğru manevi bir yolculuğu yani bir gidiş-gelişi temsil eder. 7 bölümden oluşan Sema'nın her bölümünün ayrı bir manası vardır ama temel düşünce "Var olmanın temel şartı dönmektir" ilkesi üzerine kuruludur. Evrendeki her ufak zerreden en uzak yıldızlara kadar mevcut her varlığın arasındaki ortak benzerlik, kendi etrafındaki döngüsüdür. İşte bu temelden yola çıkarak Sema, kulun gerçeğe yönelip, aklı ve aşkla yücelip, nefsini terk ederek Hak'ta yok oluşu ve olgunluğa ermiş, kamil bir insan olarak tekrar kulluğuna dönüşünü simgeler. Sağdan sola kalbin etrafında dönerek gerçekleşen bu dönüş, bütün varlıklara, bütün yaratılanlara yeni bir ruhla ve bütün kalbiyle sevgi ve aşkla kucaklayışıdır.
Semazenlerin başındaki külah mezar taşına, sırtındaki hırkası mezarına ve üzerindeki tennuresi ise de kefenine işaret eder. Semazenler, geleneksel ve kutsal rutinleri sonrasında semaya başlar. Kollarını çapraz bağlayarak, görünüşte BİR rakamını temsil eden, böylece Allah'ın birliğini tasdik eden Semazen, Sema ederken sağ elini yukarıya (dua edercesine göklere), sol elini de aşağıya (Hak gözüyle) bakacak şekilde yere dönük çevirir. Bu duruş, Mevlana'nın "Allah'tan aldıklarını kendisine mal etmeden halka ulaştırmasını ve kendisinin bedenen önemsizliğini" temsil etmektedir.