Bu fırsatı almak için gereken zaman dolmuştur. Benzer kampanyalara bakabilirsiniz.
Fırsat Bu Fırsat
Tarih ile buluşan lezzetler!
Zerafetin nezaketle buluştuğu unutulmaz davetlerin ve anların yaşandığı Tarihi Nabizade Konağı'nın görkemli dokusunda geleneksel Türk kahvaltısının lezzeti sizi ve sevdiklerinizi bekliyor...
İstanbul'un bitmez tükenmez koşturması ve iş yaşamından biran olsun sıyrılıp yeniden pozitif enerji depolamak güne zinde ve enerjik başlamak için tüm sevdiklerinizi yanınıza alın ve bu müthiş kahvaltı fırsatını kaçırmayın!
Serpme kahvaltı menüsü:
Kaşar Peyniri
Beyaz Pernir
Yeşil Zeytin
Siyah Zeytin
Tereyağı
Bal
Reçel
Dana Jambon
Tavuk Jambon
Sigara Böreği
Menemen
Domates
Salatalık
Simit
Sınırsız Çay
Nabizade Konağı
Zerafetin nezaketle buluştuğu unutulmaz davetlerin adresi "Nabizade Konağı"; özel organizasyonlarınız için tarihi doku içinde ve zarif bahçesinde sizleri bekliyor.
Kadıköy Evlendirme Dairesi'nin tam karşısında yer alan Nabizade Konağı, semtin en hareketli noktasında konumlanmıştır.
Düğün, nişan, kına, sünnet, party ve mezuniyet törenleri, seminer ve toplantılar, A La Carte Restaurant Hizmetleri, Brunch'lar ve Catering hizmetleri sağlamaktadır.
Nabizâde Nâzım hakkında
Nabi Efendi isimli bir zatın oğlu olduğu söylenir.Babasının genç yaşta ölümünden sonra ninesinin yanın da büyüyen Nabizade Nazım dönemin usta kalemlerinden biriydi.Yazdığı şiirler onun kısa sürede ülke çapında ün yapmasına ve sevilmesinde büyük rol oynadı.Yaşamı boyunca hep iyiliği, güzelliği, sevgiyi ve aşkı kalemlerinde yer edindi.Ninesinin yanındayken Tophane Mahalle Mektebi'ni bitirerek Salıpazarı'ndaki Fevziye Rüştiyesi'ne kaydolduysa da , daha sonra Beşiktaş Askeri Rüştiyesi ilk bölümüne girdi. İdadi (lise) öğrenimini bu okulda tamamladıktan sonra yüksek öğrenimini Mühendishane-i Berri-i Hümayun (Kara Askeri Mühendis Okulu)'da yaptı ve 1884'te topçu mülazım-ı sanisi (topçu üsteğmen) olarak mezun oldu; Mekteb-i Harbiye-i Şahane (Genel Kurmay Okulu)'ye girdi. Bu okulu da, 1886'da Erkan-ı Harbiye yüzbaşısı olarak bitirdi.
Başarılı bir öğrenci olması dolayısıyla bitirdiği okulda öğretim üyesi olarak çalışmaya başladı; "yüksek cebir", "istihkam" ve "topoğrafya" dersleri verdi. "Keşif ve araştırma" yapmak üzere Suriye'de görevlendirildi. 1890'da İstanbul'a döndü.En yakın arkadaşı olan Mahmut Sadık'ın aracı olmasıyla daha önce görüp sevdiği kızla evlendi. Mutlu mesut bir evliğin sonunda 6 Ağustos 1893'te öldü ve Üsküdar'da Miskinler Tekkesi yakınındaki mezarlıkta toprağa verildi.Ölmeden ölümünü haber veren bir gazeteyi görünce,"doğru söylemişler, lakin biraz acele etmişler" dediği bilinir.