Mahşer-i Cümbüş, 2001 yılı Mayıs ayında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü öğrencileri tarafından kuruldu. Aynı yıl Eylül ayında Ankara Tenedos Kafe'de "Tiyatro Sporu" gösterilerine başladı. Mahşer-i Cümbüş 2003 yılının Ağustos ayında İstanbul'a taşınarak faaliyetlerini İstanbul'da sürdürdü.
Mahşer-i Cümbüş kurulduğu günden bu yana Ankara ve İstanbul başta olmak üzere birçok ilde gösteriler sergiledi ve festivallere katıldı. Türkiye'de modern doğaçlama tiyatronun öncüsü olan Mahşer-i Cümbüş, doğaçlama tiyatronun gösteri biçimlerinden biri olan "Tiyatro Sporu"nu Türkiye'de ilk defa seyirci ile buluşturdu.
Bugüne kadar 500'ün üzerinde "Tiyatro Sporu", 200'ün üzerinde "Beyin Fırtınası" gösterisi yapan ekip, Türkiye'de bir ilke imza atarak 2007 yılında Türkiye'nin ilk doğaçlama şov programı "Anında Görüntü Show"u ekranlara taşıdı ve Türk televizyonlarında yepyeni bir dönem başladı.
Beyin Fırtınası
İlk kez 2006 yılında Mahşer-i Cümbüş tarafından geliştirilen ve Hayalhane'de oynanan, yarışma mantığına dayanmayan yeni bir gösteri biçimidir. Modern doğaçlama tiyatro'nun tüm türlerinde olduğu gibi, Beyin Fırtınası'nda da seyircinin katılımı oldukça önemlidir.
Çeşitli sayılarda "longform" adı verilen uzun biçim oyunlar yanyana gelir ve tüm oyuncular birlikte oynarlar. Uzun biçim oyunlar, sadece bir anın oynanmadığı, tamamlanmış oyunlardır. Oyuncular, seyirciden alınan yönelimler doğrultusunda öykü, karakter ve temayı ortaya çıkararak tamamlanmış oyunlar sergilerler. Oyuncuların performanslarının dışında, doğaçlama müzik ve ışık da uzun biçim oyunlarda çok etkilidir. Seyirciler tamamlanmış bir öykü seyrederken, farklı mekanları, duygu durumlarını ve karakterlerin etkilerini, oyun sırasında tasarlanan müzik ve ışığın etkisiyle daha da gerçekçi hissederler. Hatta bu etkiyi arttırmak için gerektiğinde oyuncuların sesle yaptıkları efektler de önemli rol oynar.
Tiyatro Sporu, bir müsabaka olmasına rağmen, klişelerin ve esprilerin oyunun niteliğini düşüreceği yönünde bir felsefeye sahiptir. Önemli olan karakterleri yaratmak, spontane ve işbirlikçi öykü anlatımıdır. Komiklikler ve espriler öykünün gidişatını bozucu, bunun yanı sıra hem işbirlikçi çalışmayı hem de sahne oluşturmayı engelleyici olarak görülür.
Bir "Tiyatro Sporu" gösterisi asla tekrar etmez. Her şey o oyuna ve o seyirciye özeldir. Bu sebeple her oyun birbirinden farklıdır.